Çocukların sağlıklı, mutlu, temel insani ihtiyaçlarının karşılandığı, istismar ve ihlallerden korunduğu, dinsel zorlamalara maruz kalmadan büyümesi laik yaşam hakkının savunusu ile mümkündür. 

Laikliği salt endişeli beyaz Türklerin bir talebi olarak ve  baskıcı bir tutum şeklinde betimleyen tezler, gerçeklik karşısında çürümüştür. Son yılların acı tecrübeleri, laikliğin temel yurttaşlık meselesi olduğunu ortaya koymuştur. Yeryüzünde laik olmayan bir demokratik sistem yoktur. Laiklik, tanrıya inanan insanlara karşı girişilen bir mücadele değil; aksine, kendini tanrının elçisi olarak dayatan ve tüm toplumdan teslimiyet bekleyen yönetici kesimlere karşı girişilen bir mücadeledir.

Çocuklara ve gençlere karşı uygulanan politikalar onların bir birey değil, kendi düzenleri açısından ‘zararsız’ bir tüketici olması için çaba üzerine kurulu. **Laik eğitim karşıtlığı özellikle*, ekonomik krizin kıskacında kimsesiz bırakılan ailelerin ve onların çocuklarının bugününü ve yarınını gasp etmektedir. *Önce yoksullaştır sonra kendine mecbur et* döngüsüne **aileler ve gençler dini hassasiyetler üzerinden bağımlı kılınmaktadır. Burada kalmak zorunda bırakılan gençlerin zamanı kendine ait değil. Kariyerlerini inşa edecekleri, hayatı keşfedecekleri en güzel çağlarında ibadet etmeye, kitap okumaya, sohbetlere katılmaya, cemaat/tarikat öğretisini benimsemeye *zorlanıyorlar.* Oysa bizatihi Kur’an *“Dinde zorlama yoktur!”** diye buyurur.

Çeşitli cemaatlerin devlet içinde serpilip güçlenmesinin ne sonuçlar yarattığı hafızalarda tazeliğini korumaktadır. Bu mahkumiyeti ve istismarı sürdürülebilir kılan dinsel faaliyet yürüten kurum ve kuruluşlara tanınan ayrıcalıklardır. 

Siyasal İslam’dan demokrasi beklentisi gibi hayli fantastik düşlerin getirdiği yer sahipsiz çocuklar. Gün aşırı yaşanan olayların “münferit hadiseler” olmadığı bir gerçek. Aladağ’da, Muş’ta, Rize’de, Van’da, Antalya’da, Elazığ’da, İstanbul’da, Erzurum’da, İzmir’de, Denizli’de, Gaziantep’te... Yurdun dört bir yanında, yaşam hakkının savunusunu bekleyen milyonlar var. 

 Bir demokrasinin yaşaması için olmazsa olmaz ilke laikliktir. O yoksa, demokrasi de yoktur. 

O yoksa, yaşam yoktur. Yaşamı savunacağız.

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

28 Mart 2022